Esendal’ın Vassaf Bey romanı zaman, mekân ve bazı kişileri bakımından Ayaşlı ile Kiracıları romanıyla uyuştuğu kadar öykülerindeki kadın-erkek ilişkilerinin tüm karakteristik özelliklerini de taşır. Esendal, 1930’lar Ankarası’nın bir görünümünü sunarken, basit günlük yaşam içerisinde genç kızlar için evliliğin önemini, evlilikte ne bulduklarını anlatmakta; küçük burjuva bireylerin aile ve evlilik ilişkilerindeki ahlaksal değer yargılarındaki çelişkileri ele almakta; Batı kültürüyle geleneksel değerlerin çatışmasını sergilemektedir. Yine 1930’larda yayımlanan “küçük roman” niteliğindeki “Saide”de olsun, kısa öykülerinden “Genç Kızla Yaşlı Adam”da olsun, gönül ilişkileri, ev-aile kurma istekleri anlatılırken dönemin toplumsal, kültürel, ekonomik koşulları, farklı evlilik anlayışları her yönüyle yansıtılmaktadır. Esendal, sevgi arayışının getirdiği gönül kırıklıklarını kolayca bir tiyatro sahnesinde yankılanacak canlı diyaloglarla, tüm renkleriyle veriyor.
“Ben yaşlı kocaya varırım ama, düzülü koşulu bir evim olur. Sen Vassaf Bey’in evini gördün mü? Kuş yuvası gibi