Dünyanın en zengin dillerinden biri olan Türkçenin kendine özgü bir düzeni ve oldukça sağlam bir mantığı var. Dilimizdeki herhangi bir dil bilgisi biriminin -gerek sözcük gerek ek gerek harf düzeyinde- birden çok işlevi yüklenmesi, Türkçenin kısa anlatıma eğilimli ve yatkın bir dil olduğunun somut göstergesidir. Anlatılması ve anlaşılması zor olan soyut durumları somutlaştırmaların zenginliği, mecazlı anlatımların en güzel örnekleri olan deyimlerimizin, atasözlerimizin anlatım gücü, sözcüklerimizin, sözlerimizin anlam ve çağrışım kapsamlarının genişliği Türkçenin eşsiz anlatım olanaklarına sahip olduğunun bazı kanıtlarıdır. Duygu, düşünce, bilgi ve haberlerin kişiden kişiye aktarılmasına “iletişim” denmekte. Bu iletişim dille sağlanacağı gibi; jest ve mimiklerle, resim, şekil, çizgi, renk gibi simgelerle de sağlanabilir. Dille sağlanan iletişimin diğer yöntemlerle sağlanan iletişimden çok daha sağlıklı ve güçlü olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Bu gerekçeyle, duygu ya da düşüncelerimizi başkalarına aktarırken kuracağımız cümleler, anlamca açık ve mantıkça tutarlı olmalıdır. Bu niteliklerden yoksun cümlelerle sağlanmaya çalışılan iletişimler -iletmek istediklerimizin karşımızdakiler tarafından doğru bir şekilde anlaşılmasını sağlayamadığı için- önemini ve işlevini yitirmektedir. İşte, bu çalışma başkalarıyla daha sağlıklı ve doğru bir iletişim kurulabilmesine az da olsa katkı sağlayabilmek amacıyla kaleme alınmıştır. Çalışmanın kimi bölümlerinde dil bilgisi ile ilgili bazı bilgilerin verilmesi kaçınılmazdı. Ancak içindekiler bölümünde ve kitapta renkli başlıklarla belirtilen konuların açıklamalarını ve örneklerini kavrayıp yorumlamak, dil bilgisi ile ilgili bilgi gerektirmemektedir. Yaşamımın oldukça geniş bir dönemini kapsayan bu çalışmanın, Türkçeye gönül verenlerin, dilimizin sorunları konusunda duyarlı olanların dil bilinçlerinin gelişmesine ve berraklaşmasına birazcık katkısı olursa bunca emek boşa gitmemiş demektir.