Tanzimat Edebiyatında Kölelik
21. yüzyılın ikinci yarısından sonra Türk edebiyatı, yaklaşık altı yüzyıl boyunca beslendiği Doğu kültüründen yeni tanımaya başladığı Batı kültürüne ve edebiyatına yöneldi. Bu hareket, yalnızca o edebiyatı tanımakla kalmadı; edebiyat anlayışına ve zevkine yeni değerler ve özellikle batılı hikaye, roman ve tiyatro gibi değişik edebi türler de kazandırdı.
Bu yeni edebi türler, yalnızca şekil bakımından değil, muhteva açısından da yazarların yeni konulara, temalara, kısacası sosyal meselelere yönelmelerini birlikte getirdi.
Özellikle hikaye ve roman, bu meseleleri ele almak, işlemek ve okuyucuya sunmak bakımından yazarlar için oldukça yeni ve iyi bir vasıta oldu. Türk okuyucusu, bu sosyal meselelerden olarak insan hak ve hürriyeti, onun sosyal hayattaki yeri, adalet, batılı düşünce, gençlerin eğitilmesi ve evlendirilmeleri, özellikle genç kızların okutulup yazdırılmaları gibi sorunlar ile karşılaştı. Bunların içinde ise 'kölelik', eski bir geçmişi olması ve yaşanılan hayatta varlığını sürdürmesi bakımından önde gelen temalar arasında yer almaktaydı.