Ulu Önder'imiz sanatın önemini, "Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir." sözü ile vurgulamıştır.
Gerçekten de sanat, en ilkel çağlardan beri kendisine insan yaşamında bir yer edinmiş ve hayatın estetik yönünün görülmesini sağlamıştır. Sanat ile kitleleri kolay ve güçlü bir şekilde etkilemek mümkündür. Sanatçıların özgün eserleri kitlelere ulaştığında anlam ve güç kazanmaktadır.
Sanat dallarından birisini ve çalışmanın da konusunu oluşturan sinema, yedinci sanat olarak da anılmakta ve 1895 yılından bu yana gelişerek, günümüzde kitlelere ulaşma açısından en etkili iletişim araçlarından birisini oluşturmaktır. Sinema eseri, içindeki birçok unsurun katkılarıyla oluşmakta ve yapımı da birçok kişinin yaratıcı katkılarıyla tamamlanmak-tadır. Bu nedenle, yapımın mali riskini üstlenen yapımcıların, yaratıcı katkılarıyla eseri oluşturan kişilerin haklarının korunması önem arz etmektedir.
Sinemanın gelişmesiyle, ülkeler de gerekli hukuki zemini hazırlamış ve sinema, hukuk sistemi içinde ayrı bir eser türü olarak gelişimini sürdürmüştür. Çalışma dört bölümden oluşmakta sinema ve sinema eseri kavramları ile başlamaktadır. İkinci bölümünde sinema eserlerinde hak sahipliğine, üçüncü bölümde sinema eserlerinden doğan haklara yer verilmiş ve sinema eserlerinde hakların hukuki işlemlere konu olmasını işleyen son bölüm ile sonlandırılmıştır. Hukukumuzda sinema eserleri, FSEK kapsamında korunmaktadır. 5846 s. FSEK, zaman içinde çeşitli değişikliklere uğramış olup, uygulamada yaşanan aksaklıklar dolayısıyla yeterli gelmemesi sebebiyle yeni bir kanun tasarısı gündemdedir. Çalışmada konu kapsamında Tasarı hükümlerine de yer verilmiştir.
Konu Başlıkları
Sinema ve Sinema Eseri Kavramları
Sinema Eserlerinde Hak Sahipliği
Sinema Eserlerinden Doğan Haklar
Sinema Eserlerinde Hakların Hukuki İşlemlere Konu Olması