Ceza muhakemesinin amacı hukuka uygun deliller vasıtasıyla maddi gerçeğe ulaşmaktır. Bu kapsamda yapılan yargılamada, gerçek ne pahasına olursa olsun ortaya çıkarılmayacak, şüpheli ve sanığın hakları korunacaktır.
Günümüz dünyasında teknolojinin gelişmesiyle hem suç işleme şekilleri hem de yargılama sırasında başvurulan delil elde etme yöntemleri farklılaşmış ve fazlalaşmıştır. Yargılamada başvurulan delil elde etme yöntemlerinden biri beden muayenesi ve vücuttan örnek alınmasıdır. Bu tedbir, insan bedeni üzerinde inceleme yapılması ve örnek alınması sebebiyle şüpheli ve(ya) sanığın vücut bütünlüğü başta olmak üzere kişilik hakları bakımından birtakım sonuçlar doğurmaktadır. Bu sebeple tedbirlere başvurulurken kişilerin haklarının ihlal edilmemesi adil bir yargılamanın en önemli şartıdır.
Nemo Tenetur İlkesi, kişinin kendisi ve yakınlarını suçlayıcı beyanda veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaması, hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hem Anayasa kaynağında şüpheli ve(ya) sanığın haklarını koruyan en temel ilkelerden biridir, adil yargılanma hakkı içerisinde yer alır. Bu noktada, beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması tedbirinin nemo tenetur ilkesine aykırı şekilde uygulanması durumunda adil bir yargılamadan söz edilemeyecek, elde edilen delillerin hukuka uygunluğundan bahsedilemeyecektir. Bu sebeple ilkenin sınırları çizilerek tedbirlerin hangi koşullarda ve hangi şekillerde uygulanması gerektiği ortaya çıkarılmalıdır.
Konu Başlıkları
Nemo Tenetur İlkesinin (Kişinin Kendisini Suçlamaya Zorlanamaması İlkesi) Kapsam ve Sınırları
AİHM Kararları İncelemeleri
Beden Muayenesi ve Vücuttan Örnek Alınması Koşulları
Delilin Elde Edilmesine ve Yargılamada Kullanılmasına İlişkin Temel Sorunlar