Birden fazla kişinin aynı zarara sebebiyet vermesi durumunda, zarar veren kimseler bu zararın tamamından birlikte sorumlu olurlar.
Müteselsil sorumluluk kavramını ifade eden bu durum Türk Borçlar Kanununun 61. ve 62. Maddesinde düzenlenmiştir.
Bu kural birden fazla zarar verene karşı zarar görenin durumunu güçlendirmek ve zararın giderilmesinde kolaylık sağlamak amacıyla kanunda haksız fiil düzenlemesinden farklı bir düzenleme olarak yer almıştır. Müteselsil sorumluluk ile birlikte zarar gören, dilediği zarar verene zararının tazmin edilmesi amacıyla başvurma hakkına sahip olmakla birlikte, zararının tamamı tazmin edilinceye kadar da tüm sorumluların sorumluluklarının devam etmesini sağlamaktadır. Bu ilişki müteselsil sorumlulukta zarar gören ile zarar verenler arasındaki dış ilişkiyi ifade etmektedir. Zararın tamamı tazmin edildikten sonra, tazminatın zarar verenler arasında paylaştırılması meselesi gündeme gelir ve bu da zarar verenler arasındaki iç ilişkinin konusunu oluşturur. İç ilişki esasen rücu düzeni ile ilgilidir ve kendi payından fazlasını ödeyen zarar verenin, fazla ödediği kısmı diğer zarar verenlerden yine onların payları oranında talep etmesini ve bundan kaynaklanan paylaşım düzenini ifade etmektedir. İç ilişkinin amacı tazminatın zarar verenler arasında adil bir şekilde paylaştırılmasıdır.
Bu çalışma ile müteselsil sorumlulukta zarar verenler arasındaki iç ilişki kapsamında rücu ilişkisi, doktrin ve Yargıtay görüşleri de belirtilerek ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir.
Konu Başlıkları
Müteselsil Sorumluluk Kavramına İlişkin Genel Değerlendirmeler
İç İlişkide Zarar Verenler Arasındaki Rücu İlişkisi
Rücu ve Halefiyet Hakkına Dayalı Alacaklarda Uygulanacak Zamanaşımı
Rücu Hakkının Dava Yolu İle İleri Sürülmesi ve Uygulanacak Usul Hukuku