Günümüz iş ilişkilerinde yargıya taşınan uyuşmazlıkların başında "fazla mesai" alacakları gelmektedir. İşçi ve işveren arasındaki sözlü veya yazılı anlaşmalar genellikle emredici hukuk kurallarına aykırı olduğundan hukuk âleminde hiçbir hukukî sonuç doğurmamaktadır. Bir diğer mesele ise SGK primleri ve vergi maliyeti nedeniyle ülkemizde işçi ücretlerinin resmi kayıtlarda genellikle düşük gösterilmesidir. Bu nedenlerle de yargıya taşınan ihtilâflarda fazla mesai alacaklarına ilişkin verilen kararlar arasında büyük farklılık ortaya çıkmaktadır.
Kitabımızda, tamamen Yargıtay Hukuk Dairelerinin kararlarına yer verilmiş olup, aynı konuda farklılık içeren kararlar aynı başlıklar altında değerlendirilmiştir. Özellikle fazla mesainin ispat vasıtaları üzerinde ayrı ayrı durulmuş ve hakkaniyet indiriminin uygulanmasına ilişkin ilkelere de yer verilmiştir. Fazla mesai açısından büyük önem taşıyan bordro ve bordro tekniklerine ilişkin uyuşmazlıklar ve çözüm önerileri de çalışmamızda önemli yer tutmaktadır.
Fazla mesai taleplerine ilişkin olarak açılacak davaların belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı, fazla mesai de temerrüt başlangıcı, fazla mesai alacağının tabi olduğu zamanaşımı, fazla mesai ücretlerine uygulanacak faiz türü gibi davalar açısından büyük önem taşıyan ihtilâflar ayrı ayrı incelenmiştir.
1 Ocak 2018 itibariyle yürürlüğe giren iş hukukunda zorunlu arabuluculuk uygulanmasıyla ilgili genel açıklamalar ışığında "arabulucuya başvuru" ve "dava açarken" dikkate edilmesi gereken hususlara ilişkin açıklamalar da ayrıca yer almaktadır.
Konu Başlıkları
Zorunlu Arabuluculuk Uygulaması
Yeni İş Mahkemeleri Kanunu
Dava Açarken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar