İş güvencesinde son çare ilkesine ilişkin açık ve kapsamlı bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Öte yandan bu ilke, gerek iş hukuku doktrininde gerekse yargı uygulamasında büyük ölçüde benimsenmekte ve sıklıkla işlevselleştirilmektedir. Buna karşılık, işçinin korunması gereği ve sosyal realite akılda tutulmakla birlikte, yeri geldiğinde bu ilkenin feshin geçersizliğine hükmedilebilmesi için soyut bir gerekçelendirme aracı olmasının da önüne geçilmesi gerekmektedir.
İş güvencesinde son çare ilkesinin Alman hukukuyla karşılaştırmalı olarak incelendiği bu eser, son çare ilkesine ilişkin ileri sürülen karşıt görüşler ile bu ilkenin uygulanması sırasında ortaya çıkabilecek yargılama sorunlarını çözmede uzlaştırıcı bir eksen bulma çabası olarak kaleme alınmıştır. Buna göre, iş güvencesinde son çare ilkesinin uygulanmasında matbu kabullerden ziyade, feshi önleyici alternatif tedbirlerin işverenden beklenebilirlik sınırının tespitine dair somut gerekçelendirmelere ihtiyaç duyulacağı ve son çare ilkesine aykırılığın iddia ve ispatına ilişkin kabullerin yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Konu Başlıkları
Son Çare İlkesinin Sınırları
Ölçülülük İlkesi
İddia ve İspat Yükü
Feshi Önleyici Alternatif Tedbirler