Adliyeye Karşı Suçların çok büyük bir kısmının düzenlendiği TCK'nın 267 vd. maddelerinde, özünde bireyin adil yargılanma hakkını koruyup güvence altına alan bu hükümler, dolaylı olarak Devletin adli organlarının hukuka uygun biçimde işlemesine ve Devletin adil ve dürüst bir yargılama yapmak görevinin yerine getirilmesine katkı sağlamaktadırlar. Her ne kadar TCK'da düzenlenen adliyeye karşı suçlar yer veya biçim olarak hatalı ve eksik ve unsurları açısından da sorunlu düzenlenmiş iseler de, yürürlükteki bu kanuni düzenlemeler şüphesiz çok önemlidirler ve sıklıkla işlenen suçlara ilişkindirler. Bu kapsamdaki suçlar çoğunluk itibariyle birden fazla hukuksal değerin bir arada korunmaya çalışıldığı suç tipleridir.
Mevcut pozitif hükümlerin tüm eksiklik ve hatalarına rağmen, amaca uygun ve olması gerektiği gibi uygulanmaları, en az bu hükümlerin varlığı kadar önemlidir ve önemsenmelidir. Bu kitaptaki suçlar, yapıları itibariyle uygulanmalarında siyasi etkilerin sıklıkla görülebildiği ve ileride de görüleceği suçlardır. Bu konuda en ciddi hassasiyet gösterilerek, hukuk normlarının siyasi etkilerden uzak olması ve evrensel hukuk gerekliliklerine uygun uygulanmaları gerekmektedir. Keza, ulusal hukukun gelişmesi için, normlar ve yargı uygulamalarının eleştirel olarak irdelenmeleri ve çözüm arayışlarının ülkemize aktarılması gerekmektedir.
Kitapta, mevzuat ve içtihatlara ilişkin kısımlar gözden geçirilip yenilendiği gibi, karşılaştırmalı hukuk bilgileri ve yüksek mahkeme kararları da ilgili kısımlarda okuyucuya sunulmaktadır.
Konu Başlıkları
Genel Bilgiler ve Adliyeye Karşı Suçlarda Ortak Kavramlar
Türk Ceza Kanunu'ndaki Adliyeye Karşı Suçlar (TCK. M. 267–298)