Siyasal ve ekonomik hayatın yapı ve kapsamının zamanla gelişmesiyle birlikte kadın ile erkek arasındaki denge de değişmiştir. Kadın ve erkek arasındaki bu değişimin etkilendiği ilk kurum olan aile, toplumun en küçük yapı taşını oluşturmaktadır. Aile içerisindeki birlik ve beraberlik, toplumdaki huzur ve refah ortamını sağlayacağından, eşler arasında bu birlik ve beraberliğin oluşabilmesi için mali hak ve borçların adaletli hukuk kuralları ile güvence altına alınması zaruri bir ihtiyaçtır. Bu kapsamdan yola çıkan kanun koyucu, eşlerin birlikte veya ayrı ayrı sahip olduğu malvarlığı değerleri üzerinde yararlanma, kullanma ve tasarruf hakları ile evliliğin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, mal paylaşmanın hangi kurallar çerçevesinde yapılacağını belirleyen hukuki düzenlemeler bütünü olan mal rejimi hukukuna tabi olunmasını yasal zorunluluk haline getirmiştir.
01.01.2002 tarihli Türk Medeni Kanunu ile hüküm altına alınan ve yasal mal rejimi olarak kabul edilen ‘'Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi'' evlilik birliğine sırf çalışmadığı için maddi bir kaynak sağlayamayan eşin emeğini, diğer eş karşısında koruyarak, hukukun en temel görevlerinden biri olan toplum vicdanına hitap etmiştir.
Bu kitapla, evlilik süresince eşlerin yapabileceği tüm hukuki işlemlerde, mali olarak işlem tarafı olmayan diğer eş veya eşler arasındaki hukuki işlemlerde alacaklı üçüncü kişinin ne şekilde korunması gerektiği ve bu korumanın hukuki boyutu açıklanmaya çalışılmıştır.
Konu Başlıkları
Mal Rejimi Tasfiyesinden Önceki Bir Yıl İçinde Üçüncü Kişi Lehine Yapılan Karşılıksız Kazandırmalar
Diğer Eşin Katılma Alacağını Azaltmak Kastıyla Yapılan Devirler
Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminde Eşler Arası Hukuki İşlemlere Karşı Alacaklı Üçüncü Kişilerin Korunması
Alacaklı Üçüncü Kişilerin Artık Değere Katılma ve Değer Artış Payı Alacaklarını Haczi
Alacaklı Üçüncü Kişilerin Tasarrufun İptali Davası İmkânı