Sağlık hizmetleri yerine getirilirken tıbbi müdahale sonucunda bir zarar meydana gelmiş ise Anayasa'da ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda yer alan hükümlere göre ancak idareye karşı dava açılır. İdareye karşı dava açılması kamu görevlisi statüsündeki hekimin hukuki sorumluluk kaygısını azaltan bir faktör gibi gözükse de, müdahalesinin irdelendiği hukuki bir süreçten geçeceğinden hekim kendisini baskı altında hissetmektedir. Bu sebeple, hekim bilinçli ya da bilinçsiz olarak defansif tıp davranışları geliştirmektedir. Hekimin, tıbbi müdahaleden doğabilecek hukuki veya cezai sorumluluktan kaçınmak için tanı ve tedaviye yönelik tıbbi uygulamaları gereksiz kullanması veya tıbbi uygulama hatası ile sonuçlanma olasılığı bulunan müdahaleleri yapmaktan kaçınması defansif tıp olarak ifade edilir.
Bu çalışmada defansif tıp uygulamaları, tıbbi uygulama hatalarına dönüşen yönüyle incelenecek ve bu eylemlerden idarenin sorumlu olup olmayacağı değerlendirilecektir. İlk bölümde defansif tıp uygulamalarına örnekler verilirken, bu eylemlerin sağlık hizmetine nasıl yansıdığına yer verilecektir. İkinci bölümde ise Danıştay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarından faydalanmak suretiyle defansif tıp uygulamalarından idarenin hangi şartlar altında sorumlu olabileceğine açıklık getirilecektir. Son olarak, defansif tıp uygulamalarını önleme çabaları adı altında Amerika Birleşik Devletleri'nde tartışılan çözüm önerilerinden bahsedilerek, bu önerilerin iç hukukumuzda uygulanabilirliği tartışılacaktır.
Konu Başlıkları
Sağlık Hizmetleri Sunumunda Defansif Tıp Uygulamaları ve Hukuki Olarak Temellendirilmesi
İdarenin Defansif Tıp Uygulamalarında Sorumluluğunun Şartları ve Defansif Tıp Uygulamalarının Önlenmesine İlişkin Çözüm Önerileri