Kitap ve makalelerimde her zaman belirttiğim bir husus vardır; yargı, siyasete ve sosyal hayata yön verme aracı değildir, yargı adaletin eşit olarak dağıtılabilmesi için vardır. Yargıyı siyasete ve sosyal hayata yön verme aracı olarak kullanırsan, bumerang gibi gün gelir seni bulur. Şu an yaşananlar bunun en önemli göstergesidir.
Özetle; hukuka aykırılığı hukukçular tarafından ortaya koyulmuş 3 Temmuz süreci ile Fenerbahçe Spor Kulübü yöneticileri uzun süre cezaevinde tutulmuş, haklarında mahkumiyet kararları verilmiş ve bu kararlar yine hakimler tarafından onanmıştır. Bu süreci anlatmak ve anlatan yazıları hatırlatmak, dosyada "sanık müdafii" sıfatı ile yer alan bir hukukçu olarak boynumuzun borcudur.
O dönemde Fenerbahçe taraftarına ve Türk spor kamuoyuna şunu söylemiştim: "Hukuka aykırılığın sonu yoktur. Hukuk bumeranga benzer, yanlış kullanırsan, adaletsizlik yaparsan dönüp dolaşır seni bulur. 3 Temmuz 2011 tarihinde başlayan süreç, uzun, zahmetli ve yorucu gözüküyor. Bu bir yürüyüştür, pes etmek yok. Yolun sonunda ışık görülecek, maddi hakikate ve adalete ulaşılacak ve kurtuluş günü gelecektir. Mesele bundan ibarettir, gerisi lafügüzaftır".
Konu Başlıkları
Hukukçu Gözüyle 3 Temmuz Süreci
Şike Suçu
6222 Sayılı Kanun ve Sporda Ceza Sorumluluğu
Hukuka Aykırı Delil
Bitmeyen Gündem: Telefon Dinleme
Şike Kararında Telefon Dinleme
6526 Sayılı Kanun Sonrası Telefon Dinleme
Özel Yetkili Mahkemeler Sonrası
Suç Örgütü
Suç Örgütlerine Karşı Devletin Kamu Düzenini Koruması
Yeniden Yargılama Tartışmaları
Meselelere Siyasi Bakmak!
Türk Hukuku'nun Kronik Sorunu