Satranç kitabında New York’tan Buenos Aires’e yolculuk yapan bir deniz vapurunda yaşananlar anlatılmaktadır. Gemideki yolculardan biri satranç şampiyonu Mirko Czentovic’dir ve yolcular bu şampiyonu partiye davet etmiştir. Mirko Czentovic, bu gemide ilk kez kendisini zorlayabilecek bir rakiple yani Dr. B. ile karşılaşmıştır. Dr. B. , Gestapo tarafından sorgulanmış ve hiçliğe mahkûm edilerek işkence görmüş birisidir. Sorgulandığı günlerden birinde bir montun cebinde satranç kitabı bulmuş ve çalmıştır. Tüm kitabı okumuş, kitaptaki oyunları hayal ederek oynamış ve bu sayede yaşama tutunmuştur. Zamanla tüm oyunları ezberleyen Dr. B. , kafasında yeni partiler icat etmeye başlamış ve sinir krizi geçirene kadar kendine karşı satranç oynamaya başlamıştır. Hapisten çıktıktan sonra bindiği deniz vapurunda Czentovic ile yaptığı müsabakada da kriz geçirmektedir.
Satranç kitabı Stefan Zweig’ın edebiyata vedası olarak kabul edilmektedir. Otobiyografik özelliklere sahip olan eserde psikolojik çıkmazlar ve Nazi barbarlığı gibi birçok konu işlenmektedir. “İnsan Zweig’ı övmeye nereden başlasa bilemiyor.” diyen İskoçyalı yazar Ali Smith, “Satranç” kitabı için “Ürkünç derecede heyecan verici, mest edici bir eser.” yorumunu yapmıştır.