Makine Yazı - Bilimkurgu Klasikleri Kitap Açıklaması
"Güçlü, gerçekçi karakterlerin olduğu, usta işi bir eser." –Frederik Pohl
"Crowley'nin en iyi eseri. Bilimkurgu türünde yazılmış en iyi kitaplardan da biri." –John Clute
"Fırtına Geçeli, Meleklerin Yarattığı Dünya Yok Olalı Uzun Zaman Olmuştu."
John Crowley, bilimkurgu edebiyatında kendine has, "kişilikli" bir sesi olan, her bir karakteri ise farklı seslere sahip, yaşayan en iyi spekülatif kurgu yazarlarından. Post-holokost bir dünyanın naif ve sırlarla örülü portresini çizdiği Makine Yazı ise masalsı bir arayış romanı.
Dünya'daki canlı yaşamını neredeyse sona erdiren, "Fırtına" adıyla anılan afetten bin yıl sonrasında eski medeniyetin azizlerle, her şeyi mümkün kılan teknolojileriyle ve kendilerini yok eden kibirleriyle dolu hikâyelerini dinleyerek büyüyen Konuşan Saz, az sayıda insanın yaşadığı, labirenti andıran, görünmez ve değişken sınırlara sahip Küçük Belaire'de "Gerçeği Konuşanlar" topluluğuna dahildi.
Topluluğun dışına çıkmak ve bir aziz olmayı öğrenmek en büyük arzusuydu. Âşık olduğu ve Fısıltı mezhebine dahil Günde Bir Kez adlı kız, Dr. Boots'un Listesi isimli tuhaf bir toplulukla birlikte Küçük Belaire'den ayrılınca onu takip etmek için Saz da yolculuğa çıktı.
Saz'ın azizlik arayışı uzak geçmişe, yeryüzünü terk ederek bulutların üstünde yaşamaya başlayan teknolojik açıdan gelişmiş "melekler"e, şu anki dünyanın müsebbibi çağlar süren kazalar ve felaketler serisine dair bir arayışa dönüşecekti.
Makine Yazı, geçmişin, şimdinin ve geleceğin melankolik yankısı.
Graham Sleight'ın önsözüyle