Kızıl Kahkaha – Sert Kapak
Andreyev’in Rusya’nın Rus-Japon Savaşı’ndan (1904) ağır bir yenilgiyle çıkmasının ardından kaleme aldığı Kızıl Kahkaha, savaşın akıl almaz mezalimi üzerine yazılmış en sarsıcı metinlerden biridir. Bir Rus subayının Mançurya’daki korkunç taarruz sırasında tuttuğu bölük pörçük günlük, onun ölümünden sonra savaşa katılmayan kardeşi tarafından tamamlanır. Genç subay kendi ordusunun mermilerine hedef olarak bacaklarını yitirmiştir. “Kızıl Kahkaha” onun için yaralı, sakatlanmış, paramparça bedenlerin; “kanla kızıllaşan toprakların” simgesidir: “Dünya çıldırdığında böyle gülmeye başlar.” Savaş alanındaki vahşet, hem sonu gelmeyen yürüyüşün tükettiği askerleri hem de bütün bu acılar karşısında büyük bir acze düşen doktorları delirtmiştir. Subayın kardeşi savaşı dışarıdan izlese de ölümü ve acıyı kanıksayıp duyarsızlaşmış, o da tıpkı subay gibi akıl sağlığını yitirmiştir. Savaş öyle akıl dışı bir hale gelmiştir ki oğlunun korkunç bir ölümle can verdiğini gazetelerde okuyan bir ana, bir ay boyunca ondan mektup alır. Ölülere ölülerden mektup gelir. Kızıl Kahkaha, giderek toplu bir cinnete dönüşen savaşın yol açtığı muazzam yıkımın, altüst ettiği hayatların, insanlıktan çıkıp deliliğe sığınanların trajik öyküsüdür.
LEONİD NİKOLAYEVİÇ ANDREYEV (1871-1919): Rusya’nın Oryol yönetim biriminde dünyaya gelen Andreyev, burjuvazi ve aristokrasiyi eleştirirken, umutsuzluk ve kötümserlik duygularını yapıtlarına taşıma yeteneğiyle dikkat çeker. Roman ve öykülerindeki güçlü temalarıyla tanınan yazar, 1902-1914 yılları arasında Rus edebiyatının önde gelen isimlerinden biriydi. En başarılı yapıtları arasında Kızıl Kahkaha (1905), Vali (1905) ve Yedi Asılmışların Hikâyesi (1908) sayılabilir. Erken dönem öyküleri “Uçurum” ve “Sis Altında” gazete ve dergilerde yayımlandı. 1905’te tiyatro eserleri yazmaya başlayan Andreyev Ömrümüzün Günleri (1908) ve Tokat Yiyen (1916) gibi başarılı alegorik oyunlar kaleme aldı. 1905 Devrimi ve çarlık rejimine son veren Ekim Devrimi’nin Andreyev üzerinde sarsıcı bir etkisi oldu. Ateşli bir devrim düşmanı olan yazar, Bolşeviklerin iktidara gelmesinin ardından Finlandiya’ya yerleşti ve ölümüne dek burada yaşadı.