Bazı durumlarda devam etmek, yalnızca devam edebilmek insanüstü bir şeydir.Başarılı ve saygın bir avukat olan Jean-Baptiste Clamence, bir akşam evine dönmek için Seine Nehri üzerindeki bir köprüden geçerken tanık olduğu olaya dek, Paris’te halinden son derece memnun bir yaşam sürmektedir. Fakat o akşamın ardından Clamence’in olağan varoluşu sekteye uğrayacak, zirvede yaşayan biriyken yavaş yavaş düşmeye, bir birey olarak kendini ve içinde yaşadığı toplumu sorgulamaya başlayacaktır.Aynı zamanda bir itirafname sayılabilecek bu kısa romanda Camus, toplumun ikiyüzlülüğünü, insanlığın alçak yanını, yaşanan her şeyden her birimizin eşit derecede sorumlu olduğunu anlatırken, insanlık durumunun vahametini sırtlanıp alaycı ve keskin bir dille aynayı kendimize çeviriyor. “Düşüş, Camus’nün muhtemelen en güzel ve en az anlaşılan romanıdır.”Jean-Paul Sartre