Yüzyıllarca yerleşik düzene geçmemek için direnen Türkmenler’in romanı Binboğalar Efsanesi Hıdrellez şenliklerinde, göçerlerin kış için sığınacak topraklar bulma dilekleriyle başlar. Ancak, kış onlar için bir yok oluş öyküsüne dönüşecektir.
Yörüklerin yok oluşuna yakılmış bir ağıt.
“Yaşar Kemal bir kültürün nasıl yittiğini Binboğalar Efsanesi ile sarsıcı bir biçimde betimledi.”
Allan Sandström, Wasterbottes Kurriren, (İsveç)
“Yaşar Kemal’in yazdıkları, bu evrenin çöküşünü, on-dokuzuncu yüzyılda başlatılan ve yirminci yüzyılda ansızın piyasa ekonomisine geçilmesiyle sonuçları şaşırtıcı boyuta ulaşan zorunlu yerleşik yaşamın getirdiği tarihsel çöküşü anlatır.”
Jean-Pierre Deleage, (Fransa)
“Yaşar Kemal’in görkemli, şiirsel, aynı zamanda modern anlatım tarzı sonsuz sürükleyici… O, Kazancakis ve Neruda gibi klasik ‘büyük tarz’ı yüceltti.”
Majbritt Sjödin- Hans Artberg, Folket, (İsveç)
“Zengin bir geleneğin hüzünlü, yavaş masalı….”
Daily Telegraph, (İngiltere)
“İnsanı canlandıracak basitlikte, güzel, ahlaki bir öykü…”
Birmingham Post, (İngiltere)