Televizyona da aktarılan bu eser, insanı kendi çıkmazı içerisinde yakalamış, onun zaaflarını, zayıflıklarını ve çelişkilerini ortaya koyma gayretini taşımıştır. Eserde psikanalist irdeleme yapılmakta, Batı tiyatrolarında da sıkça gördüğümüz gibi, insanın iç ve dış dünyası arasındaki çelişkilere farklı bir pencereden bakılmaktadır. Değer yargılarının nasıl değiştiğini, değişen değer yargıları karşısında insanın psikolojik saplantılarıyla hayattan beklentilerinin hangi boyutlara ulaştığını eserde görmek mümkündür.
Eserde, madde ve mana karşısında; cemiyetle kendi ruh dünyası arasında çatışma içerisinde bulunan insanın buhranlarına dikkat çekilir. Kendini sorgulama gereği duyan insan, içinde hiçbir şeyin olmadığı yüreğinden kurtulmak ister. Mezada düşen bir yürek, alıcısı için kıymetlidir. Satıcısı için ise, çok fazla bir şey ifade etmez. Zaten onu kendisi için bir fazlalık veya gereksiz bir varlık olarak gördüğü için böyle bir yola başvurmuştur.
[...] Işınsu'nun tiyatro eserlerinde dili kullanma yeterliliğinin yanında, tiyatro tekniklerini başarıyla kullanması ve ele aldığı konular ile, alışılmışın dışına çıkarak, orijinaliteyi yakaladığını belirtmeliyiz. (Dr. Gıyasettin Aytaş)
TRT 1966 Radyofonik Oyunlar Yarışması Dram Dalı
Birincilik Ödülü